Mesaj Sayısı : 22 Kayıt tarihi : 06/03/09 Lakap : ---***POYR@Z***--- Üye Puanı : 2 Rep : 2 Ruh Hali :
Konu: Final dönemi Ptsi Mart 09, 2009 10:46 pm
Ligimizde bir hafta daha geride kaldı ve Beşiktaş zirveye bir adım daha yaklaştı. Hem puan sıralamasında ikincilik koltuğunu kaptı hem de lider ile arasındaki puan farkını bire indirdi.
Kâğıt üzerinde kolay gibi gözüken Hacettepe deplasmanında çok önemli bir 3 puan daha alındı. Maça hızlı başlayan Beşiktaş iki gol birden buldu ve normal olarak bir rehavete kapıldı. Maçın son saniyeleri biraz sıkıntılı da geçse, Beşiktaş mutlak alması gereken puanlar ile evine dönmesini bildi.
Beşiktaş artık önümüzde hafta ile beraber fikstür gereği her maçın final zorluğunda geçeceği bir döneme başlıyor. Bu dönemde puan kayıpları mutlaka ki olacaktır ama amaç rakiplerden daha az puan kaybedip son hafta ipi göğüslemek olacaktır. Bu zorlu dönem öncesinde hala eski gücünden bile (son iki maçta güzel goller atmış olsa da) çok uzak olan Delgado’nun acilen toparlanması gerekiyor. Bir de kupa maçlarının kalecisi olan Hakan Arıkan’a teşekkür edip kulübenin gösterilmesi gerekiyor, çünkü Beşiktaş’ın bireysel hatalardan gol yeme lüksü artık yok. Tecrübesi ile kale Rüştü’ye teslim edilmeli ve yola devam edilmelidir.
Büyük hoca olmak demek ligin sonunu iyi getirebilmek demektir. Hocanın görevi; ligin sonundaki o kritik dönemde hem oyuncularının motivasyonunu en üst düzeyde tutmak, hem de kendi psikolojini bozmadan (öerneğin bu ana kadar çok başarılı işler yapan Bülent Uygun’un son dönemki psikolojik yorgunluğu) yoluna devam etmektir. Ertuğrul Sağlam’da olmayan (herhangi bir ligde olsa bile şampiyonluk kupasına dokunmak) ve Mustafa Denizli’de bu tecrübe olduğu için destek verdiğimiz bu dönem artık başladı. Bu döneme girilmesi ile beraber sürekli bahsini yaptığım şampiyonluk yarışı, final dönemi tecrübesi eksiği olan Trabzon ve Sivas’da da ciddi puan kayıpları başlamış oldu. Benim tahminim bu kayıplar bu şekilde devam edecek ve şampiyonluk yarışı yine üç büyüklerin en az ikisi arasında geçecektir.
İŞTE MUSTAFA DENİZLİ'NİN OYUN SİSTEMİ
Bu haftalık söyleyeceklerim aslında bu kadardı ama ligin bitmesine az bir zaman kalsa da hala görsel ve yazılı basında Denizli’nin oyun sistemi anlaşılmış değil. Ne bir gazete ne de bir televizyonda Beşiktaş’ın dizilimi verilirken doğru şekilde dizilmiş bir kadro görememekten artık sıkıldım. Denizli çift forvetli sisteme geçtikten sonra asimetrik bir plan uyguluyor. Hücum bölgesindeki her iki kanat Tello’ya emanet. Oyunun içinde sürekli yer değiştiren Tello bu şekilde rakip hocaların bir kanadı kapatmasını da engelliyor. Sistemin kilit ismi ise Sivok. Kağıt üzerinde stoper gibi gözüken Sivok pozisyon durumuna göre Ernst’in yanına sokuluyor ve önlibero olarak görev yapıyor. Bu durumda Beşiktaş’ın defansı yerine göre 5’li , yerine göre 4’lü ve yerine göre de 2’li olarak oluyor. Bu şekilde kağıt üzerinde Ernst, Delgado ve Tello’dan oluşan orta saha bir anda Sivok, İbrahim Üzülmez ve Ekrem Dağ’ın katılımıyla 6 kişiye çıkıyor ve orta alanda da rakibe üstünlük sağlanıyor.
Bu sistemin tek eksik yönü defansif kanat bölgelerinde ortaya çıkıyor. Kanatlardaki oyuncular sürekli hücuma destek verdiklerinden arkalarına atılan uzun toplar defansif olarak sorun yaratabiliyor. Bu durumda ise defansın göbeğinde sağ tarafta oynayan Toraman sağ bek, sol tarafta oynayan Zapo veya Gökhan Zan sol bek mevkisine kayıyor ve Sivok onlardan boşalan bölgeyi doldurmaya çalışıyor.
Konu: Final dönemi 
